Toplantılarda daha az kaos, daha çok verim! Peki, nasıl mümkün?

07/05/2025

Sektör fark etmeksizin, şirketlerde hep aynı sahne yaşanıyor: Toplantıdayız. Herkes fikrini ortaya koyuyor, ama bir türlü ortak bir noktaya varamıyoruz. Konu ister bir problemi çözmek, ister performansı geliştirmek, ister yeni bir proje üretmek, isterse de stratejik planlama olsun…

Biri “Harika bir fikir!” diye heyecanla atılır.
Diğeri “Çok riskli, asla olmaz.” der.
Bir başkası apayrı bir konu başlığına geçer…

Sonuç? Kaybolan saatler, havada uçuşan, bir türlü yere inmeyen fikirler, toplantıların üzerinden geçilen yeni toplantılar…

Peki, ya bu süreci daha sistemli, verimli ve hatta eğlenceli bir hale getirebilseydik? İşte tam burada, bir düşünme metodolojisi olarak Altı Düşünce Şapkası devreye giriyor!

Neden şapka?

Bugünlerde aksesuar olarak, eskiye kıyasla daha nadir kullanılsa da pek çok deyimimizde şapkalardan bahsedilmektedir.

Şapkasını önüne koyup düşünmek
Şapkadan tavşan çıkarmak
Yönetici şapkasını takmak

Şapka çıkartmak

Şapkasını alıp gitmek

Aklımızdan geçeni ortaya koymak adına çok güçlü bir metafor, değil de ne? Üstelik toplantılar da aynı böyle işleyebilir! Tıpkı Japonya’da okula tek başına giden çocukların sarı şapkayla fark edilmesi gibi, biz de toplantılarda şapkaları kullanarak farklı düşünme biçimlerine odaklanabiliriz.

Şapkalar, düşünme biçimimizi belirleyen sinyallere dönüşür. Beynimizi daha sistematik, daha odaklı ve daha yaratıcı düşünmeye yönlendirir.

“Altı Düşünce Şapkası” ne e yarar?

Yaratıcı ve paralel düşünme kavramlarının öncüsü olan Maltalı bir doktor, psikolog ve düşünme teknikleri uzmanı Edward de Bono’nun geliştirdiği bu yöntem, ekiplerin meselelere farklı açılardan yaklaşmasını sağlar. Herkes aynı anda aynı tür düşünmeyi benimsediğinde, tartışmalar daha düzenli ve yaratıcı hale gelir. Kaos organize olur!

Şapkaların her biri farklı bir düşünme biçimini temsil eder;

🟢 Yeşil Şapka – Kışkırtıcı Yaratıcılık
Alternatif çözümler, yenilikçi fikirler. “Bunu nasıl farklı yapabiliriz?” diye sorar.

⚫ Siyah Şapka – Mantıklı Olumsuzluk
Olumsuz senaryolar, tehlikeler. “Burada ne ters gidebilir?” diye düşünür.

🟡 Sarı Şapka – Mantıklı Olumluluk
Fırsatlar ve avantajlar. “Bu fikir neden işe yarayabilir?” der.

🔴 Kırmızı Şapka – Mesnetsiz Duygular, Seziler
Sezgiler ve hisler. “Bu fikir bana mantıklı geliyor mu?” diye iç sesini dinler.

⚪ Beyaz Şapka – Veriler
Gerçekler ve rakamlar. “Elde hangi somut bilgiler var?” diye sorar.

🔵 Mavi Şapka – Düşünmenin Yönetimi
Süreci yönetir, büyük resmi görür. “Şu an hangi şapkadayız?” diyerek tartışmayı rayında tutar.

Şapkaları kısaca anlatınca aklınıza Sokratik düşünce tarzı gelmiş olabilir. Sokratik yöntem, sorgulama yoluyla düşünceyi derinleştirmeyi ve mantıksal çelişkileri açığa çıkarmayı hedefler. Ancak bu yaklaşım, sürekli eleştiri ve sorgulama döngüsüne sıkışarak yaratıcı fikirlerin doğmasını zorlaştırabilir. Karşıt görüşlerin sürekli test edilmesi, bazen yeni fikirlerin filizlenmeden yok olmasına neden olabilir.

Altı Düşünce Şapkası ise, eleştirel düşünmeyi korurken, yaratıcı süreçleri destekleyen bir yapı sunar. Yani, sadece mevcut fikirleri çürütmek yerine, yeni fikirlerin güvenli bir ortamda gelişmesine de imkan tanır. Bugünün hızla değişen dünyasında çıtayı yukarı çekerek, ekiplerin yalnızca mantıklı düşünmesini değil, aynı zamanda çözüm odaklı ve dengeli düşünmesini sağlar. Böylece, herkesin aynı anda aynı düşünme biçimine odaklandığı bir sistem oluşur. Duyguların verilerle, risklerin fırsatlarla dengelendiği bir süreç doğar. Yani, düşünme artık bireysel çabadan çıkıp, ekip içinde yapılandırılmış bir kolektif akla dönüşür. Ancak burada kritik bir soru ortaya çıkıyor: Bireysel katkı grup içinde nasıl korunur? Fikirlerin organizasyonu kadar, insanların büyük gruplar içinde sorumluluk alma eğilimleri de verimliliği etkileyen önemli bir faktördür.

Ekip çalışmalarında dengeyi nasıl koruyabiliriz?

1913’te Fransız mühendis Maximilian Ringelmann, atların performansını incelediğinde ilginç bir keşifte bulundu: İki atın çektiği yük, tek bir atın gücünün tam iki katı etmiyordu. Araştırmasını genişleterek, aynı etkiyi insanlarda da gözlemledi.

Ringelmann, birkaç kişiye ip çekme deneyi yaptırarak bireysel güçlerini ölçtü ve şu sonuçlara ulaştı:
🔹 İki kişi birlikte çalıştığında, her biri gücünün %93’ünü harcıyordu.
🔹 Üç kişi olduğunda, bireysel çaba %85’e düşüyordu.
🔹 Sekiz kişi olduğunda, bireysel katkı sadece %49’a kadar geriliyordu.

Bu fenomen, Ringelmann Etkisi olarak adlandırıldı ve sosyal psikolojide “Sosyal Kaytarma” kavramıyla ilişkilendirildi. Yani, insanlar bireysel çabalarının doğrudan ölçülemediği büyük gruplarda, genellikle daha az çaba gösterme eğiliminde oluyorlar.

Peki, bu kayıpları nasıl önleyebiliriz? İşte tam bu noktada yine “Altı Düşünce Şapkası” devreye giriyor! Ekibin her üyesine, aynı anda belirli bir düşünme rolü vererek, sorumluluğun daha net tanımlanmasını sağlıyor ve sosyal kaytarmayı azaltıyor.

Rol dağılımı, sorumluluk ve katılımı nasıl artırır?

Bu teknik, ekip içindeki bireylerin net bir rol üstlenmesini sağlayarak sosyal kaytarmayı önler. Herkesin sıra ile farklı bir düşünme şapkasını takması, hem aktif katılımı teşvik eder hem de bireysel sorumluluğu artırır.

🔹 Büyük takımlarda bireylerin sorumluluklarını daha net algılamasını sağlar.
🔹 Her bireyin sesi duyulmasını garanti eder.
🔹 Karar alma süreçlerinde daha dengeli ve etkili bir iş bölümü oluşturur.

Altı Düşünce Şapkası’nın en büyük gücü, egoyu devre dışı bırakıp rolü öne çıkarmasıdır.

Herkes şapkasına uygun düşünmeye odaklanarak, fikirleri kişisel almadan sürecin parçası olur. Bu yapay ama işlevsel kural, bireylerin daha özgür düşünmesini ve ekip içindeki dengenin korunmasını sağlar.

Sonuç? Daha net sorumluluklar, daha bilinçli bireyler ve daha verimli ekip çalışmaları!

Rakamlar yalan söylemez!

Araştırmalar gösteriyor ki, Altı Düşünce Şapkası, ekip içindeki bireylerin düşünme biçimlerini çeşitlendirerek karar alma süreçlerini iyileştiriyor. Farklı rollerin belirlenmesi sayesinde bireysel katılım artıyor ve ekip içinde denge korunuyor.


2019-2020 akademik yılında, Beni Suef Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, Temel Hemşirelik dersi alan 80 birinci sınıf öğrencisi üzerinde ön test-son test modeliyle bir çalışma gerçekleştirildi. Sonuçlar, yöntemin öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerini %65, problem çözme becerilerini ise %72.5 oranında geliştirdiğini gösterdi.


Kahire’deki Dar el-Shefaa Hastanesi, Misr Üniversitesi Eğitim Hastanesi ve Cleopatra Hastanesi’nde yürütülen başka bir araştırmada, Altı Düşünce Şapkası’nın toplantı süreçlerine etkisi incelendi. Çalışmaya, kalite yönetimi komitesi, enfeksiyon kontrol komitesi ve hastane yönetimi üyeleri katıldı. Araştırmanın başında, katılımcıların çoğu etkili toplantı yönetimi kriterleri ve Altı Düşünce Şapkası yöntemi hakkında bilgi sahibi değildi. Ancak eğitim sonrası yapılan değerlendirmede, toplantı yönetimi puanlarının önemli ölçüde arttığı gözlemlendi:

🔹 Düşük toplantı yönetimi skoru alan katılımcı oranı %94.05’ten sıfıra düştü.
🔹 Yüksek skora sahip katılımcı oranı %95.24’e yükseldi.

Katılımcılar, yöntemin toplantıları daha odaklı ve yapıcı hale getirdiğini belirtti. Sonuçlar, Altı Düşünce Şapkası’nın toplantı süreçlerinde yapıcı tartışmaları teşvik ettiğini ve karar alma süreçlerini hızlandırdığını gözler önüne serdi.


Farklı araştırmalar, yaratıcılığı teşvik eden liderlik tekniklerinin, şirketlerin inovasyon kapasitesini ve rekabet gücünü artırdığını ortaya koyuyor:

🔹 Rusya’daki şirketlerin %67’si, liderlik süreçlerinde yaratıcı teknikleri benimseyerek son üç yıl içinde ürün ve hizmet inovasyonunda belirgin bir büyüme kaydetti. Uluslararası şirketlerde bu oran %84’e kadar çıkıyor.
🔹 Yaratıcı düşünme stratejilerini uygulayan firmaların %60’ı, değişen piyasa koşullarına daha hızlı adapte olabiliyor.
🔹 Yaratıcı liderler ile çalışan şirketlerde, çalışan bağlılığı ve motivasyonu %70 oranında artarken, yeteneklerin elde tutulması konusunda %43’lük bir iyileşme gözlemlendi.

Yani, Altı Düşünce Şapkası gibi yaratıcı düşünme yöntemleri, organizasyonlarda hem karar alma süreçlerini iyileştirmekte hem de sürdürülebilir rekabet avantajı sağlamaktadır.

Toplantılarınızı daha etkili hale getirin!

Hep beraber, aynı anda belli bir bakış açısı üzerinde düşünerek daha verimli toplantılar yapmak istemez misiniz?

Altı Düşünce Şapkası yöntemi ile:

✔ Kararsızlığa harcanan zaman azalır.
✔ Daha fazla yaratıcı çözüm ortaya çıkar.
✔ Ekip iletişimi gelişir, herkes birbirini daha iyi dinler.
✔ Toplantılar daha kısa, daha odaklı ve daha verimli olur.

Özetle, daha kısa ve odaklı toplantılar, şirketler için sadece zaman kazancı değil, aynı zamanda daha hızlı inovasyon, daha etkili stratejiler ve daha mutlu çalışanlar demek!

Asıl soru şu: şünmek için gerçekten alan yaratıyor muyuz?

Şirketlerde genellikle “yenilikçi olmalıyız”, “daha yaratıcı düşünmeliyiz” gibi sloganlar havada uçuşur ama bunun nasıl yapılacağı konusunda kimse net bir şey söylemez. İşte Altı Düşünce Şapkası bu duruma alan açıyor: Düşünmeyi sistematikleştiriyor, herkesin gerçekten dinlendiği bir alan yaratıyor.

Ve şu kritik soruları sorduruyor:
✔ Hata yaptığımızda suçlamak yerine öğrenmeye odaklanıyor muyuz?
✔ Fikirleri gerçekten dinliyor muyuz, yoksa sadece cevap vermek için mi bekliyoruz?
✔ Farklı bakış açılarına açık mıyız, yoksa hep aynı kalıplarda mı takılıyoruz?

Sonuç: Şapkaların renklerine odaklanın ve verimliliği artırın!

Bir şirketin stratejik ve yaratıcı düşünmeyi teşvik etmesi, onun başarısını doğrudan etkiler. Altı Düşünce Şapkası işte bunu sağlar: Daha akılcı kararlar, daha yaratıcı çözümler, daha etkili toplantılar!

Unutmayın, bir toplantıya başlamadan önce şunu söylemek, verimliliğin anahtarı olabilir:
‘Şapkalarınız ve siz hazırsanız, başlıyoruz!